6 Ekim 2015 Salı

50'ye 1 kala / 1...

Yolun yarısı çoktan geçti.

Ömrümde kaç yaz, kaç bahar, kaç kış tükettim.

Kaç "diyet mevsimini" geçirdi bu beden, bu ruh!

Şimdi, sonbaharla beraber, yeni bir diyet mevsimine girdim bir kez daha.

Aslında aslında şu "diyet" lafını da hiç sevmiyorum ya, ağız alışkanlığı işte.

Yaşımdan fazladır yaptığım diyet sayısı diyorum ya, yalan değil. Her biri ama istisnasız her biri sürdürüldüğü sürece başarılı olmuş ama bırakıldığı ve "eski ben" olmayı seçtiğim zaman, "sonuç:başarısız" yaftasıyla rafa kalkmış anılarım şimdi.



Aslında kendimi takdir etmem gerekiyor. Sonuç her seferinde başarısız olsa da; hiç yılmadım, bıkmadım, usanmadım. Düştüm düştüm, ayağa kalktım. En feci vazgeçişim 2010-2011 idi ama onda bile, sonunda yine çıkış kapısı, beni ayağa kaldıracak bir kaldıraç aradım ve beni bir mucize gibi inanılmaz destekleyen Mehtap Hoca ile yaklaşık 30 kilo verdim.

Verdim ve sonra bildik hikâye yine hepsini alıp, başa döndüm...

(devamı var... bu uzun bir hikâye...)

2 yorum:

SKINNY dedi ki...

Bence kendine haksizlik ediyorsun. En zor diyetleri yaptigina sahid oldum burdan. Bende cok diyet denedim ama hep kolay olanlarini sectim. Hepsinde geri donup kilolari alman da senin sucun degil. Cunku bu diyetlerin hepsi gecici.

Ben bundan sonra yediklerimi degil, yedigim miktarlari degistirmeye karar verdim. Cunku diyet bitince yine donup onlari yiyecegim ama ne kadar yedigim onemli. Etrafimda cok zayif insanlar var hemde tatli duskunu. Ancak arkadasim gunde kucuk bir tatlidan baska yemem diyordu. 1 tepsi sekerpareyi yemesi 15 gun surdu, 1 taneden fazla yemiyordu. Bir kismi bozuldu, cope gitti ama yine de 1 taneden fazla yememesi beni cok sasirtmisti.

Terazi dedi ki...

Evet, çok haklısın; miktar çok önemli. Her şeyden yiyeceksin ama ölçülü. Blogumun tepesinde yazan ama uygulayamadığım için de tekrar tekrar filmi başa sardığım kural; "İşin sırrı dengede" !