10 Şubat 2013 Pazar

Yazsam olmuyor, yazmasam olmaz...

Öğleden sonra ablam uğradı, aslında eşimin ablası, yani görümcem... Kendi ablam olsaydı bu kadar
iyi anlaşır mıydık, bilmiyorum. Kız kardeşim yok benim... Yazılarımda abla diye
bahsettiklerimin hepsi, akraba veya ahbapların içinde, abla olarak kabul ettiklerim...

Neyse; ablam geldi ve "akşama konsere gidiyoruz muyuz?" dedi. Geçen hafta içinde sormuştu ama
çocuklar evde ve farklı bir programımız olabilir diye gelemem demiştim. Ama O yine de bilet
almış, Bostancı Gösteri merkezi ve yine bir Sezen Aksu konseri... Her zamanki gibi harika bir
konser oldu. 21.15 gibi başladı, saat 02.00 gibi evdeydim.

Bilirsiniz; eşlerden biri sinirliyken, diğerinin göze pek görünmemesi ve sinirli eşe pek
bulaşmaması, ailenin saadeti için önemli bir anlayıştır. Bu gece eşim de bu bakımdan üst düzeyde
anlayışlıydı. Bugünkü sinir katsayımın yükselmesinde kendi payları da azımsanmayacak derecede
büyük olduğundan, bu ılımlı tavrı çok isabetli oldu aslında...

Yattım ama uyuyamadım... Eşim de uyandı, konuştuk, daha doğrusu O konuştu, ben dinledim, yeri
geldiğinde sadece "kabul et, haksızsın" dedim... "Evet, haksızım" dedi ki 20 yılda böyle bir
kabullenişi bu kulaklar hiç duymadı sanırım. Tavırlarıyla gösterir ama dile getirmezdi...

Kaçta uyudum bilmem ama sabah uyandığımda bir gün önceki iç sıkıntısı geçmiş, gitmişti...


* * *

not:

Burası bir diyet blogu ve benim diyet odaklı yazmam lazım aslında, kilo verme yolculuğumdaki hikâyelerimi paylaşmam gerek sadece...

Ama olmuyor, hayat sadece diyet değil ya; başa gelen, can sıkan veya sevindiren yaşanmışlıklar da zaman zaman yazı konusu olabiliyor. Sorun da işte burada ortaya çıkıyor çünkü yazsam da olmuyor, yazmasam da...

Diyet haricinde, hayatımla ilgili bir konuda yazmak istediğimde biraz üstü kapalı geçmek durumunda kalabiliyorum çünkü yapım ve işim gereği hep ölçülü, mesafeli ve kontrollü oldum ben ve sanaldan da olsa şeffaflaşabilmem çok kolay değil...

Bu not, kendimi anlatma ve aynı zamanda özür amaçlı bir iç döküş... İstemeden meraklandırdığım, gerçekten hassas ve ince okurlara, arkadaşlara... 

Çok sıkılırsam ben yine yazayım üstten üstten ama siz bana bakmayın, hayat bu; bir güldürür, bir ağlatır...







Hiç yorum yok: