11 Ocak 2013 Cuma

2. Dönem: 8-9-10. Günler

Çarşamba, Perşembe ve nihayet bugün Cuma... Hafta bitti bile! Günler nasıl da hızlı geçiyor, hızına yetişmek çok zor.

Çarşamba günü kar tatili sebebiyle evde olan çocuklara -evdeki çay ve süt yanı yiyecekler tükendiği için- yeni kurabiye ve poğaçalar pişirildi. Bir de akşam yenmek üzere, herkesin muhakkak kendine ait bir tarifi bulunur ya, bisküvili pasta yapıldı. Ev halkına ikram edildi, üst ve alt kattaki ve yan apartmandaki hısım akrabaya gönderildi; kısacası afiyetle yenildi, bizzat yapan da sadece seyretti...

Perşembe günü, akşam yemeğim "tavuklu-acılı beyaz lahana kavurması" idi, doğaçlama bir yemek yani... Ev halkına da bol kıymalı kapuska pişirdim. Kendi yemeğim bitince, bir tadına bakayım deyip önümde duran kapuska tenceresinden tırtıklamaya başladım. Her iki yemeğin de temeli lahana ama nedense, kendi lahana yemeğimden sonra bir tabağa yakın da kapuskadan tırtıkladım, susuz tarafından ve nihayet durdum. Kalkıp gezinince de fazla kaçtığını anladım. Of dedim, Offf! Lahana sebze, bir şey olmaz dedim ama içindeki yağ oranı ve salça listemde olmayan şeyler olduğundan Off yine de...

Yemekten sonra ablamın getirdiği irmik helvasını servis ederken dayanamadım, 1 çay kaşığı aldım çünkü hastası olduğum tatlılardandır ve yine off! ki ucuz atlattım. Saniyeler içinde gittim-geldim! Bu yetmez diyen bir ses ve kaç mutfaktan diyen diğer ses...

Kaçtım mutfaktan, bu sefer masanın üzerinde dün yaptığım kakaolu, içi hindistan cevizi dolgulu ıslak kurabiye tabağı ilişti gözüme... Yanaştım, gözlerimle taradım, tabağın kenarında duran küçücük kırılmış bir parçayı ağzıma attım. Yetmedi, tabağa dökülmüş hindistan cevizlerini parmaklarımla toplayıp ağzıma attım. Yine aynı iç seslerin konuşması; bir taraf yetmez, biraz daha diyor, diğeri kaç durma diye yol gösteriyor...

Yine kaçtım, TV'nin karşısına geçtim. Sakız paketimdeki mandalinalı sakızdan bir parçadan ısırık alıp, yeşil çayımı yudumlamaya başladım.

Bu sabah, "kapuska-1 çay kaşığı helva-kurabiye kırıntısı" kaçamaklarının çok çok üzerinde bir ağırlıkla uyanmadığım için şükrettim... Dün cidden ucuz atlattım ya, gerçekten de off!

7 yorum:

InceBelli dedi ki...

Ablam,
Ne olduysa bana, bir turlu kendime gelemiyorum. Koyvermis de degilim ama, misafirler gelince, misafirlige gidince cozutuyorum. Kaynanam ayagini mi surctu nedir, kendime gelemedim.

Sevgili Guzin abla,
Kelin ilaci atasozunu sallayaraktan, lutfen bana yardimci ol. Bisey soyle, kendime geleyim, lutfen :(

Terazi dedi ki...

Sevgili İnceBelli, uzun bir yoldan geliyorsun; bu bıkkınlık ve kendini koyverme hali aslında tuhaf değil bana göre... Bunu bir bilenden duymadım, sadece kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak söylüyorum. Belki hiç de normal bir süreç değildir ama aynısını ben yaşadım, hele son bir ay iyice cozuttum ve bitti!

"Yeni yılla beraber tekrar başlayacağım" sözünü neyse ki yerde bırakmadım ve başladım. Hiç kolay değildi ama birden fazla etken, hep beraber işe koşulunca oldu.

Mesela bir tarih hedefim var; 26 Mart. Bu tekrar yola girmeme etken olmuş olabilir.

Ayrıca psikolojik sınırım 90 idi. 82'ye kadar inip tekrar 9'lu rakamları görmek, başrolünü oynadığım eski filmlerimi hatırlatmış ve "ben bu filmi gördüm, hatta bizzat oynadım; hem de birkaç kere... İstemiyorum!" dediğim ve noktayı koyduğum kırılma anı olmuştur belki...

İnan ben ne dersem diyeyim hatta en en sevdiğin insanlar ne derse desin; bir kulaktan girer, "hmmm, doğru!" dersin ama çıkar gider bir sonraki yeme "atağında(!)"...

içindeki SEN ne diyor, asıl önemli olan o! Onun ikna olması lazım; eski kilo verme sürecinde olduğun, hayallerinin peşinden gittiğin günleri özlemesi lazım...

Bendeki BEN ikna oldu, inandı çünkü;

O günler güzeldi... Sağlıklıydı... Mide yanmalarım-şişliklerimden eser kalmamıştı... Nefes nefese kalmalarım azaldığı için uzun yürüyüşlerin harika keyfi vardı... Hedefim için savaşım vardı... Sabah uyandığımda nasıl mutlu ve gururluysam, gece başımı yatağa koyduğumda da öyle bir iç huzurum vardı... Kendime saygım vardı... İnsanların bana saygısı, övgü dolu sözleri ve gıpta hatta hafif kıskançlıkla attıkları bakışlar vardı... Giyinmenin, örtünmenin yerini alması ve zevke dönüşmesi vardı... Fermuar açmadan pantalon giymenin eğlencesi vardı... Çocuklarımın ve eşimin benimle gurur duyduklarını hissettiren laf atmaları vardı... vs... vs...

SEN'i dinle ve onu ikna et canım; kendini ve hayallerini gerçekleştirecek olan tek çıkar yol sende çünkü...

Sevgilerimle

Terazi dedi ki...

Bir de karar verdiğinde "tamam, başlıyorum" diye; alışana kadar, mümkünse ilk 1 hafta kendini inzivaya çek. Zaten zor süreç, bir de etraftaki çeldiricilerle işin psikolojik boyutu iyice ağırlaşmasın. 1 hafta misafir kabul etmemek veya misafirliğe gitmemekle ilgili söyleyebileceğin ve kabul edilebilir "masum" bahanelerin vardır, değil mi?

;)

InceBelli dedi ki...

Evet. Yine yazdiklarin icime isledi, inan bir kulagimdan girip otekisinden cikmadi!Kladi mi ne????

En onemlisi, aksam yattigimda duydugum huzur. Simdi ne zaman kacamak yapsam, kendime kusuyorum.

59 kiloya indim, muthisti. Dedigin gibi, bir gun bir pantolon giydim, kemer takmadan, resmen gittigim yerde cekistirip durmustum:) Sonra giydigimde kemer taktim. HArikaydi.

Misafirlige gitmicem. Ama cumartesi gitmek zorunda oldugum bir davet var:(
Of of!

Olsun, cumartesi sabahi tartilipda, gerceklerle yuzlesirsem, yemememe dikakt ederim eminim.

Basladim bu sabah. Insallah bu son olur hepimiz icin, insallah!

Iyiki varsin.
Guzin abla:)

Terazi dedi ki...

Canım, sen de iyi ki varsın... Senden güzel haberler almak bana da iyi geliyor.

Bu sabah başlamışsan, başlamışsındır kardeşim; eminim. Sen eskiden beri az yiyerek bu işi kotardın zaten. Şimdi sadece sistemin içine, o moda tekrar girene kadar odaklan hedefine...

Cumartesi öğleyin ana öğünde sadece yağsız sebze ve et yersen, öğlen kullanmadığın karbonhidrat hakkını da ekleyip; öğleden sonra bir en masumundan tuzlu ve bir de en masumundan tatlı yiyebilirsin. Zira öğleden sonra için 'masum' bir poğaça veya kek veriyor zaten... Böylece, gece de huzurla uyuyabilirsin bence...

Tabi şu an için çok çok istisna zamanlarda, çok mecbur kaldığımızda bu dediğim "yerine" sistemi... :)) Kiloları verdikten sonra ise hiç dert değil, bu ayarlamaları yapmak hep bizim elimizde... Şu anda vücuda bir sistem oturtmaya çalışıyoruz, liste dışına mümkün olduğunca çıkmamalı...

Ezgi'nin sayfasında mı okumuştum, hatırlamıyorum; fırından çıkardığım poğaçanın, kekin, ekmeğimin veya ocakta pişen pilavın ve hatta kahvaltı hazırlarken masaya koyduğum peynirin, kekikli zeytinin kokusunu içime çekip, "senin tadını biliyorum, canım istemiyor..." cümlesini kuruyorum ben de bu aralar bol bol...

Tadını bilmediğim varsa da; tadına bakmak için diyete mola verdiğimiz günleri beklemek konusunda kendime söz verdim.



... dedi ki...

SAnirim oluyor, baglantiyi kurdum galiba. Aklimdan surekli yemek yemek gecmedi bu gun. Dedigin gibi, mevsimlerden romanin verdigi listeye tam uymadim ama, en azindan beni motive etti.

Cumartesi gunu dedigini yapicam insallah. Kahvaltimi cok sade yapicam, belki 1 yumurtadan omlet. o kadar.

Oglen meyve yicem sadece.
Aksam arkadasa gittigimizde de en cok sevdigim seyden yicem.

Ne kadar garip degil mi, noluyo beynimize de, bir anda yemek yemek yemek derken, diyet diyet diyet oluveriyoruz:)

Evet, dedigin o cumleyi Ezgi
de okumustum bende. HEpsinin tadini biliyoruz aslinda.

Kac kilosun acaba. 22sinde 79'u bi gorursen naparsin?
Heyecanla bekliyorum 22 ocagi:)

Ben 1 subatta ilan edicem kilomu artik. O zamana kadar 59 olurmuyum acaba?

Terazi dedi ki...

22'sinde olur mu bilmem ama 79'u ilk gördüğümde, sanırım 80'leri karşıladığım gibi; "ha, 79 mu, iyi tamam..." deyip tartıdan ineceğimi, 79'un ne soğuk biri diye düşüneceğini, halbuki şokun verdiği bir tür reaksiyonsuzluk geçirmekte olacağımı düşünüyorum :))

İlk şoktan sonraki çeşitli, duygu dalgalanmalarında ise Allah ne verdiyse artık... E, dile kolay; öyle uzun bir zaman olmuş ki görüşmeyeli...

Şu andaki 12 günlük programla belki hemen çok büyük kilolar vermek mümkün olmayabilir; vücudu alıştırıp, arada fazla yediklerini çıkartan bir program bu sanırım daha çok... Metabolizma hızına göre de son alınan yerleşmemiş kilolar hemen gidecektir. Ama Mehtap Hoca'nın bahsettiği sonraki 3 haftalık program eğer benim şu anda yaptığım gibi protein+sebze ağırlıklı bir şeyse, kiloları uçuruyor cidden...

Madem başladın, listelere mümkün olduğunca uy lütfen... Çok sevdiğim bir söz vardı, bir kişisel gelişim dergisinde okumuştum, gençlere yönelik diyordu ki;

"İleride anneninizin gülmesini istiyorsanız, şimdi ananız ağlamalı!"

Gerçekten de; tartı günlerinde gülmek için, öncesinde nefsimizi ağlatmamız lazım mümkün olduğunca...

Kolay olması dileğiyle, sevgiler canım...

:)