1 Haziran 2012 Cuma

Değişim Günlüğüm / 68. Gün

!0 günlük programın 3. günü:

Öğle yemeğim için eti evden getirip, salatayı yemekhaneden istiyorum. Hep de yağsız isterim salatamı ama dün 1 tatlı kaşığı yağ eklemesini istedim, tembih de ettim "aman ha, 1 tk olacak"...  Bağırsaklarıma da iyi gelir diye... Hem yiyiyorum, hem de bu kırmızı lahana bugün neden böyle lezzetli diye düşünüyorum! Meğer sağolsun içeride servise hazırlayan arkadaş, "aman 1 tatlı kaşığı ne yapacak, şöyle yağlı yağlı yesin hocam" demiş, elinin kararınca dökmüş yağı! Sonradan öğrendim ama iş işten geçti!

Eminim üzüldüğümü görünce, deli olduğumu veya kafayı diyetle bozduğumu düşünmüştür. Ama n'apayım, program böyle... Yağ miktarı çok ölçülü...

 * * *

Dün iş çıkışı bir programa katılıp, eve de geç dönünce yürüyemedim.

Dünün açığını bugün telafi etmeyi umuyorum ama yürüyüş yapmayacağım. Canım dans etmek istiyor. Kulaklıklarımı takıp müziği taa içimde hissetmeye, vücudumu da hissettiği akışa bırakmaya ihtiyacım var.

Bu aralar havaların tuhaflığından mıdır, bilmem; insanlar bi gergin, bi sinirli...

"Sen böyle demiştin."
"Hayır, ben öyle demedim, sen yanlış anladın!"
"İkimiz de aynı şeyi söylüyoruz ama neden anlaşamıyoruz?"

İdare etmekten ve kendimi kasmaktan omuzlarım öyle ağrıyor ki...

Acilen kendimi terapiye almam lazım.

Mümkün olsa bir SPA'ya gidebilsem; mum ışığında ve hafif bir müzikle jakuzi keyfi, aromaterapi masajı... Oof of!

Galiba tatil vakti geldi...


6 yorum:

Adsız dedi ki...

selam canim .... galiba hepimizin bir kisa molaya ihtiyacimiz var ...kendimizi sarj etmeliyiz ... yeni enerji depolamaliyiz .... ben kendime haftaya bakim haftasi ilan etim :)

InceBelli dedi ki...

Terazi,
mareak ediyroum ama soramiyorum:(Istemessen cevap verme sakin.
Meslegin ogretmenlik mi?Oyleyse ne ogretmenisin?
Bunu soracaktim:)))

Ben evlenmeden once 1 yil ogretmenlik yaptim. Ondan sonra evlendim, Amerikaya gelin geldim. O bir yilin tadi damagimda kaldi:(((
Sonra arastirma gorevlisi olarak burdaki bi universitede mastira basladim. Ve bitirdim. Onun da tadi ayriydi. Ama ogretmenlik cok daha guzeldi, cok:(

Terazi dedi ki...

Ne güzel bir fikir!

"Ben de, ben de..." demek istiyorum :)

Vakit bulursam, şımartayım ben de kendimi :)

Terazi dedi ki...

Tiyatrocuların sözüdür, "sahne tozu yutan iflâh olmaz" derler...

Bu söz öğretmenler için de kullanılır; "bir kez tebeşir tozu yutmuşsan, iflâh olmazsın..."

2 sene aktif öğretmenlik yaptım. Sonra evlilik, çocuklar... derken, uzunca bir süre ara oldu. Şu anda özel bir okulda yöneticilik yapıyorum. Derslere girmesem de, çocuklarla beraberim :)

Profilinde bahsettiğin eğitimi tamamlayıp, tadı damağında kalan öğretmenliğe tekrar dönmen dileğiyle canım...

InceBelli dedi ki...

Bilmez miyim o sozu? Icimde kalan ukdedir tiyatroculuk. Ama olmadi, olamadi. Onun da tozunu cok yutmustum. Baktim o toz kesmedi, tebesir tozu yutayim dedim. Onu yapabilirim insallah:)

Bir gun ogrencilerinizle buralara da yolunuz duser belki. O zaman kuhakkak beklerim:)

Terazi dedi ki...

Amerika benim hayalimdi bir zamanlar, üniversitede... Üniversite bitti ama kısmet olmadı gitmek.

Geçen sene oğlum gitti; okulun Amerika'daki üniversiteleri tanıtmak için yaptığı gezi için... 10 gün kaldı ama beğenmemiş, üniversite okumak için tercih etmezmiş! Fakat ortanca oğlum Amerika sevdalısı, tutturdu liseyi orada okuyacağım diye... Basketbolcu, burada baskete gerektiği değer verilmiyor, ben bu işi orada yapacağım diye taktı. Biz söyledik tesir etmedi, neyse okuldaki öğretmenleri de söyleyince kafasına yattı; üniversiyete kadar bekleyecek şimdi :)

Ben de bu saatten sonra yaşamak için değil ama gezmek için gelebilirim. Gelirsem de ne yapar eder, seni bulurum :)

İnşallah :)

İstanbul'da da biz varız, unutma!