26 Nisan 2010 Pazartesi

MG* Rapor III

Mehtap'ın programında 3. haftanın sonu demek, "unutmamız gereken tartıları yerinden çıkartma zamanı gelmiş" demek...

Bu sabah oğlumu okuluna yolcu ettikten sonra, 45' yürüdüm bantta. Sonra diğerlerinin okul hazırlıkları ve yolcu edilmelerinin ardından, kendimle baş başa kaldım. Kendimle ve tartıyla...

Şimdi düşünüyorum da, cahillik ne zor şey! Aslında daha da zoru, cahillik ettiğinizi bilmezden gelmek! "Bu da nereden çıktı şimdi?" derseniz; tartıldıktan sonra iç huzuru ile kahvaltımı yaparken, bir yandan da hiç aç kalmadan sağlıklı bir şekilde incelmenin rahatlığı ve mutluluğu ile daldım eskilere...

"Ne aptalca diyetler yaptım ben vakti zamanında" diye geçirdim içimden. "Lahana Diyeti"ni bir daha yap deseler yapar mıyım acaba? Ya İsveç Diyeti'ne ne demeli? Resmen öleceğim sandım, başımda tuhaf bir ağırlık vardı diyet boyunca ve her an sağlığıma kötü bir şey olacak diye bekleyerek (belki psikolojik, belki gerçek) 13 günü tamamladım inatla! Ölmedim ama tövbe ettim, "bir daha mı, asla!" diye... Bu diyeti incelerken 7. gün menüsünde; "sabah: şekersiz çay, öğle: ızgara et (200 gram), taze meyve ve akşam: hiçbir şey" gördüğümde 'nasıl yani?' demiştim... Bir de 2. gün menüsünde "öğle: 1 dilim salam, 100 gram yoğurt" vardı! Salam ya, salam! Buna rağmen 13 günü bitirdim, kaç kilo verdiğimi hatırlamıyorum şimdi ama sonra kat be kat fazlasını aldım tabii ki!

Ne büyük salaklık, ne büyük ahmaklık... Sen götür tatlıları, börekleri lüp lüp, sonra da elalemin senin gibi salaklar için uydurduğu bu akla ziyan safsatalara, şarlatanlıklara inan, kendine de etrafındakilere de eza çektir!

Neyse ki, şükürler olsun ki, bitti o "okumuş cahillik dönemi"... Şimdi "mantık" işbaşında ve her şey olması gerektiği gibi. Yani;


  • Hiç aç kalmadan sağlıklı ve bilinçli besleniyorum, sadece kendim değil, tüm ailem ve çevremdekileri de bu konularda bilinçlendirmek için elimden geleni yapıyorum...
  • Mümkün olduğunca fazla hareket ediyorum, yaz geldiğinde ailecek spor yapabileceğimiz imkânlar daha da artacak, bunun için sabırsızlanıyorum. Spor artık işkence değil, zevk benim için...
  • En önemli nokta ise; artık canım sıkıldığında veya üzüldüğümde, kızdığımda, çareyi yemekte aramıyorum. Bunlar için farklı farklı planlarım var artık. Yürüyüş, dans, vitrin gezme, internette dolaşma, film izleme veya kitap okuma. O anda içimden ne gelirse, o! Ama asla yemek ile ilgili bir eylem yok!

Tüm bunlardan "ben bu işi mükemmel yapıyorum artık" sonucu falan çıkmasın... Kaçamaklarım oluyor ve olacak da, işin -bence-tadı tuzu onlar... Ama nerede duracağımı biliyorum, dizginler benim elimde ve kaptırmaya niyetim yok, hepsi bu!

Gelelim sadede :)

5 Nisan 2010'da "96,3 kg". ile başladığım Mehtap'lı Günler'de 3. haftayı;


  • Listelere % 95 uyum (ne yenecek, ne zaman yenecek),
  • Yasaklara %75 uyum (tatlı, çikolata, et yerine kıyma, light yerine normal, vs.),
  • Tavsiye edilen sıvı alımına %99 uyum (su, metabolizma çayı, yeşil çay),
  • Tavsiye edilen hareketliliğe %85 uyum (3 haftada birkaç fire)
ile, "-2 kg." vererek tamamlamış bulunuyorum.

4. hafta ile yola devam...

4. haftanın kuralları, az sonraaaa...




*MG: Mehtap'lı Günler

Hiç yorum yok: